Hazırlayan: Emir Budak – Psikolog & Yaşam Koçu
Danışanlarımdan öz güven ve çekingenlikle alakalı çok fazla soru aldığım için bu seriyi
başlatmak istedim. Bu makale serisini esaslı bir şekilde bitirdiğinizde öz güven ile ilgili
aklınızda hiçbir soru işareti kalmayacak.
Peki ben bunları nereden biliyorum?
Bu alanda başarılı olmuş, özellikle ilişkiler konusunda eğitim veren insanların ortak noktası
şudur: Hiçbiri baştan itibaren harika ya da mükemmel değildi. Hepimizin hikâyesi genelde
silik, içine kapanık biri olarak başlıyor ve sonrasında bu bilgilerin varlığını keşfederek
değişiyoruz.
Ben de silik bir tiptim. Herkesin bir çevresi vardı, gezerler, dolaşır, eğlenirlerdi. Benim ise
birkaç sessiz arkadaşım vardı; onlarla vakit geçirirdim, klasik sohbetler dışında bir aktivitemiz
olmazdı. Gruplar halinde eğlenen insanlara imrenerek bakar,
“neden ben değilim?” diye
düşünürdüm. Sonra artık bu durumun içinde olmak istemediğimi fark ettim. İşte serüvenim
böyle başladı.
Bu seride okuyacaklarınızda kendinizden parçalar bulacaksınız. Size geçmişte ne kadar silik
olduğumu ve bunu nasıl değiştirdiğimi rahatlıkla söyleyebiliyorum.
Öz Güvenin Birinci Kuralı
Geçmişimizle barışık olmaktır. Suçlamak ya da geçmişe sızlanmak fayda sağlamaz. Eğer bu
satırları okuyorsanız, zaten birinci kuralı fark etmişsiniz demektir. Hayata bakışınız çözüm
odaklı olmalı. Çözüm aramayan, sadece şikâyet eden kişi ilerleyemez.
Ben de silik bir tipten binlerce insana dokunan biri haline geldim. Ben yaptıysam herkes
yapabilir. Önemli olan, duyduklarınızı beyninizde süzüp uygulamaya dökmektir. O zaman
değer gören, imrenilen birine dönüşebilirsiniz.
Öz Güven Başarıyla Aynı Şey Değildir
Çoğu insan öz güveni; kariyer, şöhret, lüks ev, araba ya da güzel sevgiliyle bağdaştırır.
Bunların öz güven getireceğini sanır. Bu yanlış bir bakıştır. İş hayatında çok başarılı, lüks
içinde yaşayan ama öz güveni olmayan insanlarla çalıştım. Çünkü öz güvenini belli bir
nesneye ya da başarıya bağlayan kişinin elinden o şey alındığında öz güveni de yerle bir
olur.
Benim öz güvenim bilgime dayanıyor. İnsanlar bunu benden alamaz. Beden dili uzmanlığım,
iletişim becerilerim, psikoloji bilgim, kitap kültürüm… bunlar kaybolmaz. İşte öz güveninizi
böyle şeylere bağlamalısınız.
Bir kadına öz güveninizi bağlamayın. Çünkü bir kadının sizi terk etmesi an meselesi olabilir.
Zihninizi her zaman en kötü senaryoya hazırlayın. Bu, enerjinizi düşürmek için değil,
başınıza geldiğinde yıkılmamanız içindir.Öz Güven ve Hâkimiyet
Öz güven, bilgiye ve hâkimiyete bağlıdır. Hâkim olduğunuz alanda kendinizi güvende
hissedersiniz. Tanımadığınız bir şehirde kaybolmaktan çekinirsiniz ama bildiğiniz yerde
rahatsınızdır. Kadınlarla iletişimde de bu böyledir.
Peki bir kadını etkilemek için neye hâkim olmalısınız?
İletişim: Beden dili, sosyal zeka, dil becerisi.
Dış Bakım: Saç-sakal, kişisel temizlik.
Enerji: Hobileriniz, kendinizle vakit geçirme, hoşlandığınız şeyler.
Bu alanlara hâkim oldukça öz güvensizlik kaybolur. Hedefinizi belirleyin, hayaller kurun ama
tek bir kadına bağlamayın.
“Kadınları kolaylıkla etkileyebilmek” gibi daha genel hedefler
koyun.
Öz Güvenin 3 Etkeni
Öz güvenin dışa dönük ve içe dönük tarafı vardır. Yalnızca içsel gelişim sizi dış dünyadan
koparır; yalnızca dışsal gelişim ise içten boş hissettirir. İkisinin dengesi kalıcı öz güven
sağlar.
Dış Katman:
Görünüş
Yürüyüş, duruş
Ses tonu
Jest, mimik, hareketler
Kendini ifade
Bunlar reklamınız gibidir. İnsanlar sizi böyle görür. Bu davranışlar taklit edilebilir. O yüzden
rol yapmak bile öz güveni geliştiren bir şeydir. Aynanın karşısına geçin, kamerayla kendinizi
izleyin. Enerjinizi, ses tonunuzu, beden dilinizi değerlendirin. Kimse size “sen düşük sesle
konuşuyorsun” demez, bunu siz fark etmelisiniz.